Çok sevdiğim diziler hakkında blogumda pek yazı yoktur.
Nedense diziyi neden sevdiğimi bir türlü tarif edemememin etkisi var
bunda. Diziyi izlerken öyle bir
kapılıyorum ki o an dünyadan kopuyorum,
tuhaftır ki bölüm bittiğinde de geriye hiçbir şey kalmıyor. Demek istediğim dizi hakkında birkaç şey
yazmak benim için inanılmaz zor ama bu dizi hakkında tereddütü olan varsa az
çok ona yol göstermek isterim.
Dizinin konusu: Güney Kore’li prens ve Kuzey Koreli bir
askerin arasındaki aşkı, diplomatik ilişkileri anlatıyor.
Önce yeni terhis olan prensimize kral olan abisi bir görev
veriyor. WOC örgütünde Kuzey Kore ve Güney Kore askerleri birlikte eğitim
görüp, aradaki buzları eritme görevi.
İlk bölümler WOC’deki eğitimleri
ile ilgili. Kuzey ve Güney arasındaki buzları eritmek isteyen abi, sadece
bununla kalır mı? Kardeşi ve Kuzey Koreli asker Hang Ah için de mükemmel bir
planı var. Hang Ah’ı Lee Jae Ha’ya eş
olarak almak tabi ki.
İlk bölümlerde çok güldüm, çok eğlendiğim de oldu ama
sıkmaya da başladı. WOC’de iken prense çok kızdım. Öyle şımarık birini
canlandırıyordu ki. Ama bir yandan onun bakış açısıyla baktığımda da hak
vermedim değil.
“ Daha iki güne kadar onlara karşı cephede
savaşıyordum, şimdi nasıl birlik olup da onlara güveneyim."
Neyse ki WOC günleri çabuk geçti. Asıl macera Kuzey Koreli askeri, gelin olarak almakla başlıyor, tabi
kız isterse. Öyle diyorum ama oğlan istiyor mu bakalım?
Asıl karakterlerimiz Kim Hang Ah ile Jae Ha olsa da ben asıl
yan karakterlerden Eun Shi Kyung’u çok sevdim.Güler yüzlü sayılmaz ama karşındakine çok
bağlı ve inanılmaz destek veriyor. Biraz
spoilera girecek bu kısım, özellikle de prenses ile olan sahnelerinde hüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum.
Dur ya ne hatırlaması daha bugünkü bölümü izlerken hüngür hüngür ağladım…
Dizi sadece aşkı barındırmıyor, diplomatik oyunlar ve savaş
sahnelerine de yer veriyor. Hatta aile
kavramının üzerinde o kadar güzel durmuşlar ki. Bir olay yüzünden hastaneye
yatırılan prenses uyurken altına yapıyor. O sırada da kraliçenin işi var, Hang
Ah prensesin derdini anlıyor ve yardım ediyor. Emin olun yazdığım cümleler o
sahnenin yanında spoiler sayılmaz, mutlaka
izlenmeli, çok duygusaldı. Bitirdikten
sonra başa sarıp tekrar izlemiştim.
İlişkilerin yavaş
yavaş sağlamlaştığını görüyoruz, bu
da beni daha çok bağlattı sanırım diziye. Çünkü kurdukları ilişkinin ne kadar
sağlam olduğunu izleyici de görüyor, onlarla birlikte yaşıyor. Bu bakımdan da
bambaşka bir dizi olduğunu söylemeliyim.
Birçok duyguyu yaşattığından dolayı benim için unutulmazların arasında
yer alacak.
Ha Ji Won eskiden beri takip ettiğim bir oyuncudur. Secret Garden’da onda itici bulduğum
bir şey vardı nedense. Ancak bu dizide sevdiğim Ha Ji Won’a kavuşmuş gibiyim. Çok güçlü birini canlandırıyor ama
çok da kırılgan. Geçişleri o kadar iyi yapıyor ki izlerken hayrete
düşüyorum. Bu sene, hiçbir dizide böyle bir performans
izlememiştim, tartışmasız en iyi kadın oyuncu ödülünü alır.
Dizide kral olur da düşmanı olmaz mı? Adam kötü ama bir de
deli. Deli olduğu için izleyiciyi daha da sarsıyor bence. Çünkü sınırlarının ne
olduğunu bilmemek insana daha bir korku veriyor. Sıradaki oyunu ne acaba, daha ne kadar ileriye gidecek, bunu da yapmaz
herhalde? Kafamızda birçok soru işareti bırakmaya meyilli biri
anlayacağınız. Olsun bu kötü bir şey
değil, iyi ki bu derece kötü bir karakter var alt etmesi daha zevkli oluyor
hehehe :D Tabi kayıp vermediğimiz sürece puff :/
En dramatik
anlarda bile gülmeye değer bir şeyler bulabildikleri sahneler, birbirlerine
olan destekleri inanılmaz etkiledi beni. Her bölümü alkışlarla bitirip bir
sonraki bölüm ne zaman gelecek diye çıldırdığım bu diziyi izlemek için çok
fazla beklemeyin bence J Karakterler açısından çok zengin bir yapım
olduğundan belki kendinizden de bir şeyler bulabilirsiniz. Bulamasanız da
bölümleri izlerken hayran olmayacağınız bir şey bulmak çok zor olacaktır ^^
Dizide sık sık
Türk bayraklarını da görmek cabası, eee daha ne olsun? :D
Ödülünüz (miminiz) var efendim ilgilenirseniz şayet.. :)))
YanıtlaSilhttp://tembelagasshi.blogspot.com/
Hemen bakıyorum :)
Silharika bir yazı olmuş, ellerine sağlık selocann. ben de bu diziye şöyle bir bakayım diye başlamıştım ama şu anda benim için rooftop prince'i geçti. aynen ben de eun shi kyung - jae shin çiftine bayılıyorum, hatta sahneleri daha da artsın istiyorum. yukarıda giflerini koyduğun yatağa yatırma sahnesini iki defa, önce büyük bir romantik heyecanla sonra da sırıtarak izlemiştim :) sanırım sevmediğim tek şey o deli john meyer manyağı oldu. ne hırsmış arkadaş, zenginliğinin tadını çıkarsana, yok sihirbazlıklar yok psikopatlıklar, bi de kral olacakmış haspam... piiii... neyse, ne yapalım bağrımıza taş basıp katlanacağız; ne de olsa her diziye birer kötü karakter lazım, di mi? :P
YanıtlaSilbakalım sonu nasıl bitecek? ;)
Rooftop Prince'i izlemeye başlamadım çünkü bu dizi bana yetti, başka bir diziye ihtiyaç bile duymadım. Bu hafta bitecek diye paçalarım tutuştu, nasıl böyle güzel bir dizi bulurum diye hihi :)Aynen ben de ikisinin olduğu tüm sahneleri başa sarıp izliyorum, genelde de ağlıyorum, çok duygusal işliyorlar aralarındaki bağı ^^ Deli John ile birlikte yanındaki deli kadın var ya onu da hiç sevmiyorum. Hele Jae Shin ve Eun Shi kyung ile uğraştığı sahnelerde bir kaşık suda boğuverecektim pisliği hıh...
SilBu hafta bitiyor dizi şaka gibi... ben hala doyamadım. 19 bölüm çok olaylı geçer 20'de her şey durulur. O sırada Eun Shi Kyung saraydan uzaklaşır, geri döndüğünde Jae Shin'e evlenme teklif eder bence hehehehe :D Sonu da yazdım hahaha
Yorumun için teşekkürler cnm :)
Diziyi bitirdim ki ben =D
YanıtlaSil*Spoiler vereceğim sanırım, okumayın*
Uyarımı yaptım, kızmasın kimse.
John Mayer ilginç bir karakterdi ama biraz eksikti bence. Bu savaşın kişisel bir sebebi olmalıydı, tee çocuklukta ben kralım demiş bir adam sonuçta. Dizinin sonunda şahsi bir intikam sebebi açıklanacak sanıyordum, olmadı. Yine de ilginç bir karakterdi ama, dediğin gibi sınırları yoktu bir sonraki adımı şüpheliydi hep. Deliden ziyade soytarıydı bence :D Hele o yanındaki bon bong denen kız, korkuyordum ondan :D İşkence şekli, bakışları her şeyi fenaydı. Ölmesine nasıl sevinmiştim. Eun Kyung'un ölmesine de aynı oranla üzüldüm tabi :// Savaş olup da ölüm olmaması olmazdı ama yine de üzüldüm yazık oldu adama.
Twitterdan konuşmuştuk bu konuyu ama yazmadan edemeyeceğim :D Hang Ah'nın aksanı neydi öyle?! Kuzey aksanıydı tamam ama sevmedim, sevemedim. Babası rolündeki adamın ses tonu ve konuşması sevimliydi ama :))
Adam deli yahu, mantıklı bir sebebi olsa zaten deliliğin manası kalmaz:P Onun hakkında çok bir şey bilemediğim için daha çok gerilmiştim ben, çünkü ne yapacağını kestirememek, kine neden olayı şeyi bilememek onun oyunları hakkında ipucu oluşmasını engelliyordu:D
SilAy o kızdan ben de korkuyordum ta ki Eun Shi Kyung benzetene kadar :S Ama ne güzel sonunda mutlu sona gidiyor diyordum ki neden öldüler benim Eun Shi Kyung'umu ühühühüh :/Zaten prenses yüzünden yeterince dram yaşadık bir de Eun Shi kyung'un ölümü beni sarstı yahu:)
O konu hakkında tek bir laf etmiyorum. 'Ha Ji Won' forever diyorum ihihih:D Şimdi düşününce cidden babası çok tatlıydı yaw, daha biteli ne kadar oldu ama özlemişim ben bu diziyi be :D
Teşekkürler yorumun için çingum:D